Anaokulu Etkinlikleri
Anaokulu, çocukların gelişimini destekler ve okul hayatına hazırlar. Aynı zamanda da sosyal olarak da çocuğa katkıda bulunur. Çocukların gelişimlerini desteklemek, onlara yeni şeyler öğretmek için anaokulu etkinlikleri yapılır. Bu etkinlikler, çocukların yeteneklerini ortaya çıkartmak için de gereklidir.
Anaokulu etkinlikleri, çocukların nesneleri kullanmayı öğrenmesini, arkadaşlarıyla iletişim kurmasını, paylaşmayı öğrenmesini, yeteneklerini keşfetmesini sağlar. Her anaokulunda farklı etkinlikler yapılabilir ancak etkinliklerin genel amacı çocuğun kişiliğine ve yeteneklerine katkıda bulunmaktır.

anaokulu etkinlikleri
Anasınıfı için etkinlik bulmak hiç de zor değil. Etkinlikleri birleştirerek, farklı etkinliklerden ilham alarak siz de yeni etkinlikler üretebilirsiniz. Çocukların motor gelişimlerini destekleyecek ve onların güzel zaman geçirmelerini sağlayacak etkinlikler hazırlayabilirsiniz. Örneğin baskı boya etkinlikleri çocuklar için çok eğlencelidir. Patates baskı, kaşık baskı gibi etkinlikler çocukları hem eğlendirecek hem de gelişimlerine katkıda bulunacaktır.
Keçe yapımı, okul öncesi etkinlik çeşitleri arasında en sevilen etkinliklerden biridir. Çocuklar keçe sayesinde pek çok nesne yapabilir, hayallerini keçelerle anlatabilir. Keçe etkinliği mutlaka bir yetişkin gözetiminde yapılmalıdır. Anasınıfında öğretmenle birlikte ya da evde aileyle birlikte keçeyle güzel etkinlikler yapılabilir. Keçeden kıyafetler, manzaralar oluşturulabilir. Ayrıca yeni yıl, mevsimler gibi kompozisyonlar da yapılabilir.
Anasınıfı etkinlikleri deyince sadece nesnelerle yapılan etkinliklerin akla gelmesi yanlış olur. Çocukların yaratıcılığını ve hayal gücünü geliştirebilecek hikâye etkinlikleri de yapılabilir. Bu etkinliklerde bir hikâye anlatılmaya başlanır ve çocuklardan bu hikâyenin devamını getirmeleri istenir. Her çocuk hikâyeye yeni bir şey katar. Anaokulu etkinliklikleri ile hikâye bittikten sonra küçük bir tiyatro gibi de oyun oynanabilir.
Renkli el işi kâğıtlarından farklı çalışmalar yapmak da en çok yapılan etkinliklerdendir. Kreş etkinlikleri arasında çocukların çok sevdiği etkinliklerden birisidir. Rengârenk el işi kağıtlarını kesip yapıştırarak güzel resimler yapabilirler. Bu etkinlikleri çocuklar hem tek başlarına hem de gruplar halinde yapabilirler. Her iki türlü katılım göstermeleri de faydalıdır. Çocuğun grup çalışması yapmaya ve yardımlaşmayı öğrenmesine katkıda bulunmak için grup anaokulu etkinlikleri yapılabilir.
Şişeler, şişe kapakları, poşetler, atık eşyalar gibi materyallerle çok güzel etkinlikler yapılabilir. Şişe kapaklarından ağaç süslemeleri, şişelerden sevimli hayvancıklar, poşetlerden farklı resimler yapılabilir. Bu sayede çocukların yaratıcılığı gelişir ve aslında her materyalin önemli olduğunu, artık materyallerin de işe yarayabileceği öğretilebilir. Çocuklar, bu çalışmaları gruplar halinde yaparlarsa ortaya çok daha güzel işler çıkacaktır.
Açık hava etkinlikleri özellikle ilkbahar ve yaz ayları için uygundur. Soğuk havalarda çocukları uzun süre dışarıda tutmak pek doğru olmayacaktır. Çocukları bahçeye çıkarıp hem bahçe temizliğinin öneminden bahsedilip hem de ağaç bakımı, fidan dikme gibi eğlenceli işler yapılabilir. Çocuklara ağaçların ne kadar önemli olduğunu anlatabilir, fidan dikmekten bahsedebilir ve diktikleri fidanlara artık onların bakması gerektiğini söyleyebilirsiniz. Diktikleri fidanlarla ilgilenerek sorumluluk verebilir ve sorumluluk bilinçlerinin gelişimine katkı sağlayabilirsiniz.
Anaokulu etkinlikleri hakkında daha ayrıntılı bilgi için tıklayınız.
Anaokulu ve Kreşlerde Fiziki Ortam
Okul öncesi eğitim kurumları plânlanırken, çocukların eğitiminde oyunun önemli bir yeri olduğu ve oyunun paylaşma, sırasını bekleme, diğer çocuklarla anlaşma yollarını öğrenebilmek için gerekli olduğu düşünülmelidir. Çocuk serbestçe hareket edebileceği, kendi ihtiyaçlarını yardımsız karşılayabileceği bir fiziki ortama ihtiyaç duyar. Bunlar dikkate alınarak plânlanmış bir okul öncesi eğitim kurumunda, çocukların büyük ve küçük kaslarını geliştirici evcilik oyunları, kitap, sanat, fen ve doğa çalışmalarını yapabilecekleri açık ve kapalı oyun alanları bulunmalıdır. Yemek, uyku alanı ve tuvaletler çocukların ihtiyaçlarına göre plân içinde yerleştirilmelidir. Bunlar dışında depo, öğretmenler için çalışma, toplantı ve dinlenme odaları, sağlık odası, yönetici odası, gözlem odası, veli görüşme odası, oyuncak yapım ve tamiri için atölyenin de bulunması gerekmektedir.

İyi bir okul öncesi kurumda fiziki ortam şu özelliklere sahip olmalıdır:
Eğitim ortamının zenginleştirilmesi ancak uygun materyallerle olabilir. Bu nedenle materyaller;
İç Mekân:
İç mekân, özellikle plânlanmış eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bir alandır. Bunun için programa uygun olarak çocuğun seçim yapabileceği etkinlik köşeleri hazırlanmalıdır.
Bir okul öncesi eğitim kurumunun iç fiziki ortamında yer alabilecek başlıca köşeler şunlardır:
Dış Mekân ( Bahçe ve Üstü Kapalı Oyun Alanı)
Bir okul öncesi kurumda dış mekân ve donanımı çocukların gelişimi yönünden en az iç mekân ve buradaki malzemeler kadar önemlidir. Okul öncesi kurum açmayı planlayanların, uygun büyüklükte bir bahçenin varlığı kadar, dış mekânda çocukların rahatça ve tehlikesizce kullanabilecekleri, özellikle büyük kas gelişimi için yararlı araç gerecin yer almasına da dikkat etmeleri de gereklidir.
Klasik açık oyun alanında, hareket etmeyen ve genellikle metalden yapılmış kaydırak, tırmanma merdiveni, tahterevalli, salıncak vb. materyaller bulunur. Oysa bunun dışında az yapılanmış, değiştirilebilen oyuncaklar da bulunmalıdır. Bu oyuncaklar arasında; oyun evi, araba, kayık, tren, otobüs, kamyon, kum havuzu, tırmanma ağı, ip, merdiven…..sayılabilir.
Daha ayrıntılı bilgi için tıklayınız.
Çocuğum Anaokuluna Hazır mı?
Çocuğun yaşıtlarıyla birlikte olabildiği, oyun kurabildiği, kurallara uymayı öğrenebileceği bir dönem olarak 3 yaş civarında çocukların bu deneyime hazır olduklarını söyleyebiliriz. Bireysel olarak değerlendirildiğinde ise çocuğun genel gelişim değerlendirmesi (dil, motor, sosyal-duygusal gelişim düzeyi) ve çocuğun okul için yeterli olgunluk ve beceri düzeyine erişip erişmediği dikkate alınmalıdır. Ayrıca aile içi ilişkiler (özellikle anne çocuk ilişkisi ), ailenin çocuğun bu ilk sosyal deneyimini algılayışı, anaokulunda ki ortam, öğretmen ve öğrencilerin tavır ve tutumları çocuğun uyumunu etkileyen faktörler arasındadır.
Anaokuluna Başlamada Sorunlar:
Anaokuluna başlamada en sık karşılaşılan sorun çocuğun anneden (ve aslında çoğu zaman daha yoğun olarak annenin çocuktan) kopamamasıdır. Bu durum genellikle bağımlı anne-çocuk ilişkisinin bir sonucudur. Bir diğer tanımla ayrılık anksiyetesi (kaygısı) olarak da adlandırabileceğimiz bu durum çocuğun bağımsızlaşma sürecini zorlaştır, geciktirir. Bu çocukların sıklıkla uyku ve yemek konularında da bağımsız davranamadıkları, özellikle annelerinin desteğine ihtiyaç duydukları, tuvalet eğitimi konusunda da gecikme ve güçlükler yaşadıkları görülmektedir. Annenin bu durumdaki tavrı da çok belirleyicidir. Annenin kaygısını azaltmak, çocuğun bağımsızlık sürecinde daha rahat olmasını sağlayacaktır.

Okula başlangıç öncesinde anaokuluna hazır hale gelmesi için yeterli beceri düzeyine ulaşmış, yeterli sosyal etkileşim deneyimi yaşamış olması önemlidir. Çocuk yeterince hazır olsa bile ilk 1-2 hafta uyum güçlükleri yaşanması normaldir. Çocuk bu güçlükleri yaşarken ailenin çocuğu koruyup kollamaya çalışması çocuğun kaygısını arttırabilir ve uyum süresini uzatıp zorlaştırabilir.
Ailenin okula devam konusunda tutarlı ve net bir tavır sergilemesi ve öğretmenin uygun davranışları ile bu ilk deneyimin en iyi şekilde geçirilmesi, çocuğun sonraki deneyimlerini, özellikle ilkokula başlangıç dönemini ve okul-öğrenme yaşantısını olumlu yönde etkileyecektir.
Anaokuluna başlamadan önce çocukla bunu paylaşmak, onun kendini hazır hissetmesi için zaman vermek, okul seçimini birlikte yapmak, okula devam eden çocukları model olarak göstermek, başlangıç döneminde 2-3 saatlik oyun gruplarıyla okula ve öğretmenine alışmasını sağlamak, ilk 1-2 hafta annenin okul yakınlarında bulunup yavaş yavaş uzaklaşması uyum sürecindeki güçlükleri azaltmaya yardımcı olacaktır. Uyum için süre çok uzadığında ve çocuk-aile çok zorlandığında bir pedagoga başvurmak ve bu durumu olası nedenleri ile birlikte değerlendirip yeni düzenlemeler yapmak gerekebilir.
Bu konuda uzmanların görüşlerini merak ediyorsanız tıklayınız.